Gece kulübünde dudak dudağa görüntülenen Güzide Duran ile Beşiktaş’ın eski başkanı Fikret Orman’ın yakınlaşması, magazin gündemini bir anda tersyüz etti. Fotoğraflarda ikilinin samimi anları net biçimde görülüyor. Olayı büyüten unsur ise Duran’ın boşanma davasının hâlâ sürüyor olması.
Duran, 2008’de iş insanı Adnan Aksoy ile evlendi ve çiftin iki çocuğu var. 16 yıllık evliliğin ardından çekişmeli bir sürece giren ikili, hâlâ resmen evli. Buna rağmen Duran ile Orman’ın aynı karede daha önce de görülmesi—özellikle son aylarda Arnavutköy’deki samimi yemek—tartışmaları çoktan ısıtmıştı.
Görüntülerin basına yansımasının ardından Adnan Aksoy sert konuştu: “Bu yaşam tarzı çocuklarına bile ihanettir, kimse kabul edemez.” Aksoy, devam eden dava sürerken bu tabloya tepki gösterdiğini açıkça ortaya koydu.
Duran ise sessizliğini sosyal medyada bozdu: “Boşanmak istiyorum ama boşanamıyorum. Zorla tutuluyorum.” Bu sözler, dosyada çözülemeyen başlıklar olduğuna işaret ederken, kamuoyunda “süreç neden ilerlemiyor?” sorusunu büyüttü.
Beşiktaş’ın 2012-2019 arasındaki başkanlarından Fikret Orman, kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Özel hayatına dair başlıklar zaman zaman gündeme gelse de bu kez dosyanın başka bir boyutu var: mahkeme salonuyla magazin sayfası aynı hikâyede buluşmuş durumda.
Devam eden bir boşanma davasında kamuoyuna yansıyan her fotoğrafın dosyaya etkisi olabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliğini sarsan eylemler, tazminat ve kusur değerlendirmesinde dikkate alınabiliyor. Zina, özel boşanma sebepleri arasında sayılıyor; suç değil, ama ağır kusur sayıldığı için tazminat ve nafaka hesabında belirleyici olabiliyor. Bu tür görüntüler, taraflarca mahkemeye delil olarak sunulabiliyor.
Öte yandan fotoğrafların ülke gündemine oturmasının bir de toplumsal boyutu var. Sosyal medya, “yasak aşk” söylemini hızla büyütüyor, ama dava sürerken nihai hüküm yok. Mahkeme, iddiaları ve delilleri tartacak; kamuoyu yargısı ile yasal süreç farklı kulvarlar. Bu ayrımı kaybettiğimiz anda, dosyanın seyrini gerçeğe değil gürültüye bırakmış oluyoruz.
İşin en hassas kısmı ise çocuklar. Aile mahkemeleri, velayet ve kişisel ilişki kararlarında çocuğun üstün yararını merkeze alır. Medyada dolaşan görüntüler, okul ve sosyal çevre baskısı gibi etkilere yol açabilir. Ünlülerin özel hayatı ilgi çekiyor diye çocukların mahremiyetini gözden çıkarmak kabul edilebilir değil. Tarafların dili, paylaşımları ve avukatların stratejileri dâhil herkese düşen sorumluluk aynı: çocukları siper etmekten kaçınmak.
Davanın yavaş ilerlemesi de ayrı bir tartışma. Çekişmeli boşanmalar; tanıklar, bilirkişi raporları, delil toplama ve itiraz süreçleri nedeniyle uzayabiliyor. “Boşanmak istiyorum ama boşanamıyorum” çıkışı, yalnızca bu dosyaya özgü bir duygu değil; sistemdeki iş yükü, dosya yoğunluğu ve tarafların talepleri davaları aylarca, hatta yıllarca uzatabiliyor. Bu da tarafları sosyal medyada konuşmaya itiyor ve hukuk dosyası bir anda kamuoyunun önünde görülüyor.
Bu hikâyeyi büyüten bir diğer unsur ünlü profiller. Duran, 2000’lerin başında podyumların bilinen isimlerinden biri. Orman ise büyük bir spor kulübünün eski başkanı. Yani hikâye, hem magazin hem spor kamuoyunu kesiyor. Bir tarafın tek bir paylaşımı, diğer tarafın tek bir cümlesi günlerce konuşuluyor. Duygusal ton yüksek, hukuki tablo ise soğukkanlılık istiyor.
Buradan sonrası için mercek nereye dönüyor?
Şimdilik görünen şu: O gece kulübünde çekilen birkaç kare, bir ailenin yıllara yayılan hukuk dosyasını hem hızlandırma hem de karmaşıklaştırma potansiyeli taşıyor. Tarafların mahkemeye sunacağı her yeni adım, hem dava dengesini hem de kamuoyu algısını değiştirebilir.